Cantona

"Kariyerimde en zevk aldığım an bir gol anı değildi. Evet , bir pastı." (Eric Cantona)

28 Nisan 2011 Perşembe

Bütün goller 1 Mayıs için...

Futbolda geride bırakmak üzere olduğumuz sezonda bir çok tartışma yaşandı; önceki sezonlarda olduğu gibi. Bazen bir futbolcuyu bazen bir takımı bazen de bir taraftarı veya taraftarları...
Bu oyunun en önemli parçalarından biri olan medyanın da içinde olduğu tartışmalar bunlar. İster Arda Turan'ın 'Bunu da yazın' protestosu, ister İbrahim Üzülmez'in kapı önüne konulması, isterse de Nihat Kahveci'nin bir gazeteciye 'Yeter artık' diyerek saldırması... Galatasaray taraftarının 'ıslık'tan gözaltına alınması ve tehdit edilmesi ya da taraftarı kafesleyecek olan yeni şiddet yasası... Örnekleri arşa kadar vardırmak mümkün ama sorunlar üç aşağı beş yukarı ayndı. Milyarlarca dolar paranın döndüğü ve artık bir sektör olduğu ayan beyan ortada olan futbol dünyasındaki hak ihlallerine sadece ve sadece yönetelerin iyi niyetiyle bakılamaz. Özelde futbol, genelde ise sporda bir 'örgüt' kurmak şart! Evet, bir sendikal örgüt kurmak şart.

Bu pazar 1 Mayıs'ı kutlayacağız... Geçen sene yıllar sonra Taksim'e çıkanlar arasında futbolcular da vardı. Kardemir Karabükspor'lu futbolcular da yürüyüş kolundaydı. Bu simgesel hareketin devamının gelmesi için bütün sporcuların artık aynı çatı altında toplanması gerekiyor. Sendika lafını Emre Belözoğlu da dillendiriyor eski efsane Metin Kurt da... Ama Emre Belözoğlu bir  türlü harekete geçmezken, Metin Kurt sendikayı kurdu bile. Kurt, hiç de beklendiği gibi sendikaya üye olmaları için şöhretlerin peşine düşmedi. Aksine, onlara belki hiç gitmeyecek. Çünkü Kurt, işin özünün tabanda olduğunu biliyor. Dahası, örgütlülüğü sadece futbol üzerinden de okumuyor. Bütün spor dallarında örgütlenmekten söz ediyor. Kurt ve arkadaşları Spor-Sen ile meşakatli bir yola çıktılar. Pazar günü pankartlarını açacaklar. Dilerim ki kamuoyunun da tanıdığı sporcular korkularından arınarak bu pankartın ardında dururlar.
Aynı şekilde gazeteciler de kendi pankartlarının arkasına geçer diye umuyorum. Zira memleketteki en önemli çarpıklıkların yaşandığı alanların başında medya geliyor. Bu anlamda spor ve medya örgütsüzlük ve bunun yarattığı sıkıntılar bakımından birbiren çok benziyor.  Bu iki alanın çalışanları başlarını sokacakları bir sendikaya sahip olurlarsa, ne Emre ne de Arda 'hareket' çekebilecek. Dilimizin bir kemiği olunca onları zıvanadan çıkarmayacağız çünkü...
FİNAL PASI: Memleketin bütün sporcuları yeter artık şampiyonluklar peşinde koştuğunuz! Artık biraz da örgütlenmek için topa girin, maraton koşun, smaç vurun, tekme sallayın, kündeye getirin, cirit atın, yüksek atlayın... Biraz da kendi hakkınız hukukunuz için ter dökün..  1 Mayıs'ta sahaya çıkacak sporcular emek için bir selam çaksalar kıvılcım niyetine, ne güzel olur değil mi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder